23 Nisan 2012 Pazartesi

Gözlerin gökyüzünde bir dolunay.....


                                   Foto Demet Toros

Diyelim 

ki sessiz gecede poyraz… 

Sis çökmüş o heybetli dağlara; 
yurdun 
da kar altında, gözlerin gök- 
yüzünde bir dolunay. 

Diyelim ki sınamışsın uzaklığın ihanetini.
Seslere çarpmış sesin,
ama ulaşmamış hiçbir yere nefesin…

Diyelim ki şarabın dökülmüş, suların kesik,
bu hayat seni bir oyuncak sanıyor.

Diyelim ki sana çıldırmak yasak, sana ağlamak
yasak, yarın yasak, düş yasak.
Diyelim ki üşüyorsun kısacık bir ömrün sığınağında;
bir çay bile ısmarlamıyor hayat!

Diyelim ki lekesiz hiçbir şey kalmamış artık;
sis çökmüş güvendiğin dağlara...

Kederli bir süvari ol,
Orda, sen orda!
Bıkma atını mahmuzlamaktan,
bıkma bu puştlar panayırında
berrak nehirler aramaktan…

Yaslı bir kışa rehin düşse de günler,
kalbindeki tomurcuğu bahara büyüt;
o tomurcuk düşlerinin yağmuruyla ıslansın.

Çünkü her insan bir limandır başucunda tekneler;
çünkü herkesin hüznü kocaman, aşkları dalgın…
Kimi kanıyor şahdamarından,
kimi bozgununda yetim dervişan,
kimi aşklarıyla, düşleriyle perişan…

Yamalı yerlerinden kanıyor hayat,
tutunduğun günlerinden soluyor hayat.
Bu yüzden salıver düşlerini kendi uğruna yansın,
salıver düşlerini ateşlere abansın!

Tutunduğun günlerinden solarken hayat,
bıkma atını mahmuzlamaktan;
bıkma sendeki insan için,
derin uçurumlar arşınlamaktan...

Yaslı bir kışa rehin düşse de günler,
bir gün rüzgâr esecektir suların serinliğinden;
bir gün kırlangıçlar geçecektir göğün genişliğinden.

Yaslı bir kışa rehin düşse de günler,
kalbindeki tomurcuğu bahara büyüt,
o tomurcuk düşlerinin yağmuruyla ıslansın;
çünkü senin de bir ütopyan varsa,
i n s a n s ı n…

Yılmaz Odabaşı

Bağlanmayacaksın...........


                   foto Demet Toros


Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. 
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin. 
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü. 


Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. 

Çok sevmeyeceksin mesela. 
O daha az severse kırılırsın. 
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin o'nu sevdiğinden... 
Çok sevmezsen, çok acımazsın. 
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. 
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini... 

Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. 

Senin değillermiş gibi davranacaksın. 
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. 
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. 

Çok eşyan olmayacak mesela evinde. 

Paldır küldür yürüyebileceksin. 
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. 
Gökyüzünü sahipleneceksin, 
Güneşi, ayı, yıldızları... 
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin. 

Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin... 

Mesela gökkuşağı senin olacak. 
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. 
Mesela turuncuya ya da pembeye 
Ya da cennete ait olacaksın. 
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. 
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, 
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. 

İlişik yaşayacaksın.
Ucundan tutarak...



Can Yücel

13 Nisan 2012 Cuma

Çiçek olmalı........


Şimdi bir çiçek olmalı 
Kuraklaşmış bedenim üstüne, kök açmalı 
Rengi sarı olmalı, 
Açtıkca, 
Ruhuma güneşin sıcaklığını yaymalı, 
Isıtmalı, 


Şimdi bir çiçek olmalı 
Bitkin düşmüş bedenimi sarmalı 
Rengi mavi olmalı 
Açtıkca, 
Ruhumda dalgalanmalı, köpükler sarmalı, her yanımı 
Meltem olmalı hafif meşrep, 
Ruhum denizde dalga martılar arkadaşım olmalı 
Şımartmalı, 


Ruhum, ruhum yalnız kalmamalı 
Şimdi bir çiçek olmalı 
Rengi kırmızı olmalı 
Her anımda yanım da bana can olmalı, 
her yanımdan aşk akmalı, eli ellerim de 
Bedenime can olmalı 


Şimdi bir çiçek olmalı 
Yalnızlığım bedenime, 
kır bahçelerinin renkleri ile saklanmalı 
Rengi yeşil olmalı 
Gönül bahçemde yeşile, buğday sarısı, göz kırpmalı 
Ve biz bu bahçe de senin ile 
aynı agacın dalın da çiçek açmalıyız.....

 Orhan Eren Uncu