17 Mart 2012 Cumartesi

Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum.....


Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum 
Zili çalmalıyım ve sen açmalısın kapıyı 
‘’Hoş geldin canımmm..’’ deyip boynuma sarılmalısın 
Uzun uzun öpüşmeliyiz kapı aralığında, 
Elelele tutuşup içeri yürümeliyiz


Sen biçırpıda sıralamısın; 
Belki de üçü önemli otuzbeş kırk haberi birden 
’’Sular yoktu bütün gün biliyormusun’’ 
Demelisin mesela. 
’’Yemeği ocakta unutup yakmamışmıyım pilavın dibini 
Sonra da tüpgaz bitti alay eder gibi’’ demelisin mesela. 
Adları da saçları gibi hep birbirine benzeyen ortaokul arkadaşların 
Çatkapı yapmış olmalı aniden ve öğlen. 
Annen aramış yakında geleceklermiş 
Bana da selam söylemişmiş olmalı mesela. 
O kadar işinin arasında, 
Camları da silmiş serinmiş olmalısın. 
Eskilerini eskiciye verdim,o eski mintanlarını filan demelisin 
Pilastik leğen, mandal bi de faraş almış olmalısın karşılığında 
Bi gündüz yayınında faydalı en az on şey öğrenmiş olmalısın 
Çıkmayan lekeleri kolayca çıkarmaya 
Şarap şişelerini kolayca açıp, 
Boş şişelere mumlar damlatıp dekor yapmaya 
Bi ton faydalı şeyler


Ben mutlaka; ’’yaaaa öylemi olmuş’’ 
Diyeceğin haberler varmeliyim sana 
Süratle beni kızdıracak bişeyler yapmalısın 
Ben zaten seni kızdıracak bisürü şey yapmış olmalıyım dışarda 
Gözüme bakıp anlamalısın yediğim herzeleleri 
Sen anlamazlıktan gelmelisin hepsini 
Yüzlememelisin yine de 
Usulca utanmalıyım 
Anladığını anlamazdan gelmeliyim 
Anladığını anladığımı anlamamalısın 
Bu böylece sürüp gitmeli bi vakit


Ben yine herzamanki gibi, yarın rejim yapmaya 
Spora başlamaya, sigarayı artık bırakmaya karar vermeliyim. 
Sen bikaçgüne kadar bi iş bulup artık çalışmaya, 
Bi ev bulup oraya geçmeye 
Hayatına bi çeki düzen vermeye, karar vermelisin


’’Çay koyyyy’’ yapmalı, yine ben hatırlatmalıyım 
Radyo yine tuhaf şarkılar çalan bi gavur kanalına ayarlı olmalı 
Televizyon yine senin kanallarına kilitli 
Ve kül tablaları, çay tabakları yani 
Firar etmiş olmalı ortalıktan yine


Gözlerinde güzellikten başka 
Güzellikten başka bişey yokmuş gibi 
Sıkıntı yüklü, soru yüklü bakışları görememeliyim 
Sevgimin büyüklüğü herşeye yeter sanmalı 
Hiçbi bunaltını anlamayacak kadar dangalaşmalıyım 
İkide bi sözlerini kesip,çocuksuluğunu 
Saflığını, yalınlığının sularını kurutup 
Ciddi, akarlı, kerametli konulara davet etmeliyim seni.


Ve bigün…. 
Bigün çekip gitmelisin evden 
Gitmenle anlamalıyım; 
Bu ev sevdasız olana bol gelir, 
Yürü yürü bitmez koridorlar 
Evin manzarası karanlığa göz kırpar, 
Bu evde tek başına yaşayanlara, köpekler bile havlamaz bahçede 
Çay pişmez, yemek yenmez 
Sigaranın bile tadı kaçar 
Dışarda itiş kakış kalabalıklarda yiter gider evin sahibi 
Kendini arayıp arayıp bulamaz 
Merhabaların da anlamı kalmadığından; 
Kimselere selam verip alamaz 
Denizde,karada,yatakta; 
Hiçlik solukları alıp verir


Bi şiirin dizeleri okunur kitaptan 
Şair sankimde bilmiş gibi; 
’’Düşmesin bizimle yola 
evinde ağlayanların gözyaşlarını 
boynunda ağır bi zincir gibi taşıyanlar, 
çekilsin yolumuzdan kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar’’ 
yazmıştır.


Şiire de, şaire de, yaşama da kızılır 
Kapının önüne gelinir 
Alışkanlık icabı kapı çalınır 
Yalnızlık pusuya yatmıştır içerde 
Duyar, ama açmaz kapıyı 
Neden sonra hatırlarsın 
Anahtarını çıkarırsın 
Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum be… 


Yalnızlığımı sevmiyorum 
Ben yalnız, ben yalnız seni, yalnız seni 
Çok… ve çok….ve çokkk… 
Seviyorum!…


Savaş Ay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder