Muhtemeldi
alt dudağınızın ateşinde, usul usul yanması cismimin
fecre kadar
olası üst dudak rüzgârınızda içim üşürken
Yok matmazel
yok
geceyi demleyen bakışlarınıza asmayacağım bakışlarımı
talan ertesi günlere dönmeyeceğim yeniden
şimdi anlatsam anlamayacaksınız bilirim
hoş gelebilirdi belki
dudaklarınızın arasındaki uçuruma düşmek fikri
işte tam da buydu eskiden aklımı çelen
lakin şimdi
tıpkı içiniz gibi elleriniz de buzlar ülkesi
ilk fırsatta
siyahlarını sıyırıp, maviyi giyinme vakitleridir ruhların
acaba demleri
devasa bir sessizliğe meyletmek gibi
acıtır matmazel o geçit vermez incinmişlik zirvesi
ne yaya geçebilebilir ne başka bir vasıtayla
tek çıkar yol sadece sevgi
aşk; biteviye öğütmekle mükellef
sizin devrinizin biçerdöveri
devasa değirmen taşı
yaralı ruhların
kırık kilidi
siyah bazen en güzel renktir hem
uçuk pembenin yanında afili durur
soluksuz sevişme erteleriniz bana göre değil
yeter matmazel
söyleyin gözlerinize
gözlerimi serbest bıraksın...
İlker Pamukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder