4 Mart 2012 Pazar
Shakespeare........
SONE 10
Yazık! hem kıyasıya harcıyorsun kendini,
Hem gönlün yeltenmiyor hiç kimseyi sevmeye.
Biliyorsun, saymakla bitmez sevenler seni,
Ama besbelli sen aşk duymuyorsun kimseye.
Öldüren bir nefrettir yüreğindeki şeytan;
Hiç umurunda değil kazsan kendi kuyunu,
Çekinmezsen güzelim canevini yıkmaktan
Onarmak olmalıyken asıl amacın onu.
Sen tutum değiştir de cayayım düşüncemden,
Yumuşak bir sevgi koy nefret yerine bir yol;
Göründüğün gibi ol; cömert, sıcak, sevecen;
Hiç değilse kendine yumuşak yürekli ol.
Aşkın uğruna bir ‘sen’ daha yarat kendine:
Güzellik onda veya sende yaşasın yine...
SONE 18
Denk tutar mıyım seni hiç ben yaz günlerine
Çok daha sıcak kanlı çok daha sevimlisin
Kıyasıya yel çarpar mayıs çiçeklerine
Ve yaz bizimle kalır çok kısa bir çağ için.
Bazı bazı gök bize fazlaca kızgın bakar
Ya da altından ten’i kararır ikide bir
Ve her güzel zamanla güzelliği yitirir
Kısmet ya da tabiat onu bu hale koyar.
Senin ölümsüz yazın hiç solmayacak ama;
Ölüm yitirmiyecek sendeki güzelliği
Ve çekmiyecek seni kendi karanlığına
Erişirsin ölümsüz şiirimle her çağa
Kişi nefes aldıkça, gözler görebildikçe
Yaşadıkça şiirim, hayat verdikçe sana.
SONE 57
Kölen olmuşum senin, elden başka ne gelir,
Gece gündüz el pençe divanım buyruğuna;
Geçirdiğim saatler baştan başa bir hiçtir
Sen buyurmuş değilsen çabalarım boşuna.
Senin için, sultanım, saatleri gözlerken
Ben kimim ki küseyim sonu gelmez günlere,
Kara kara düşünmem, acı çekmem özlerken
Uğurlar olsun dersen kölene sen bir kere;
Ben kimim ki kıskanıp kuşkulanıp sorayım
Kimle içli dışlısın, nedir yaptığın işler;
Derdim günüm put gibi düşünmeden durayım,
Mutlu kıldıklarını bilmek içime işler.
Öyle körkütük sâdık bir köledir ki sevda,
Seni kötü göremez bin kötülük yapsan da...
SONE 115
Sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu;
Seni bundan daha çok sevemem diyenler hani;
Ama o zamanlar aklım bir türlü almıyordu,
İçimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini.
Oysa zaman, kralların fermanını bile değiştirir,
Yeminler arasına girer, milyonlarca oyunuyla,
Kutsal güzelliği karartır, sivri niyetleri köreltir;
Nice dik başları değişimin çarkına uydurur sonunda;
Heyhat! Ben de zaman denen zorbanın korkusuyla,
'En çok şimdi seviyorum seni,' diyemez miyim;
Aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda,
Geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim.
Aşk bir bebek olduğuna göre,
hayır, bunu diyemem,
Büyümesini sürdüren şeyi,
büyümüş gibi göremem.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder