Cariye nasıl olduysa bir kaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı görür ve Ona aşık olur. Lakin umutsuz bir aşk. Zira bir tarafta koskoca Cihan Padişahı Halife-i Ruy-i Zemin, diğer tarafta basit bir cariye...
Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince, ne yapacağını bilemez halde Halifeye açılmaya karar verir. Lakin aradaki uçurum cariyeyi iyice çıkmaza sokar ve kararsız hale getirir. Bir yandan aşkının dayanılmaz baskısı, diğer yandan aradaki devasa farkın kendini engellemesi arasında bocalayan cariye Halifenin karşısına çıkma cesaretini kendinde bulamadığından, yazıyla ilan-ı aşk etmeye karar verir. Ve üç kelimelik bir not yazarak Halife hazretlerinin yatağına bırakır. Notta sadece üç kelime yazılıdır:
"Derdi olan neylesin?"
Akşam çadırına gelip de yatağının üzerinde küçük bir kağıt parçası bulan Yavuz Sultan Selim Han, kağıdı okuyunca bu notu yazanın, çadırını süpüren cariye olduğunu anlar. Ve kâğıdın arkasına cevabını yazar:
"Derdi neyse söylesin."
Kağıdı aynı yere bırakır. Sabah olunca da çıkıp gider. Bir müddet sonra Cariye temizlik için çadıra geldiğinde ilk iş olarak kağıdı arar. Kâğıdı bıraktığı yerde duruyor bulur. Kaparcasına kâğıdı alıp okuduğunda heyecanı bir kat daha artar. Halifenin cevabından cesaretlenen cariye, kağıdı çevirip dünkü notunun altına şu cümleyi ekler:
"Korkuyorsa neylesin?"
Akşam olur. Halife çadıra döner. Kağıdı okur ve cevabı yazar:
"Hiç korkmasın söylesin."
Sabah bu cevabı okuyan cariye artık kararını vermiştir: Aşkını bu akşam halifeye söyleyecek. Ne olacaksa olsun artık. Ve o gün temizliği bitirdiği halde gitmeyip Halifeyi beklemeye başlar. Yavuz Sultan Selim Han akşam çadıra dönünce cariyeyi kendisini bekler bulur. Cariye, Halifeyi görünce hemen ayağa kalkıp temenna durur. Yavuz Selim Han "Buyurunuz, sizi dinliyorum" deyince, cariye tüm cesaretini toplamaya çalışırken, titreyen ellerini gizlemek için elleriyle dirseklerini tutarak kollarını kavuşturur. Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştur. Kalbi yerinden fırlarcasına atarken, titrek ve mahcup bir sesle: "Efendim..." der. "Cariyeniz... Size..." ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır.
Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin, bu tertemiz aşkı karşısında Koca Halife gözyaşlarını silerek etrafındakilere şöyle der:
"Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira aşık, mâşukunun yolunda olur ve o yolda ölür."
.........
Bir insan bilmiyorsa ne istediğini, hem seni ziyan eder , hem kendini.. Dibini görmediğin suya dalmadığın gibi,emin olmadığın Sevgiye teslim etme kendini. . . !
"Hz Mevlana"
İtiraf edeyim ilk kez okudum:(
YanıtlaSilMevlana nın sözü çok sevdiğim ve doğru bulduğum bir söz.
Arşivinizi şöyle bir göz attım,çok tercih edilen hemen hemen herkesçe bilinen bir arşiv...beğendim:)zaman zaman uğrayacağım,bir dahaki ziyarete kadar hoş ve mutlu kalın.
yorumdan sonra kod sistemi olmasa:)
Hikayelerdirgeriyekalan, hoşgeldiniz...
YanıtlaSilArşivimi beğendiğinize sevindim arada çok farklı benimde ilk duyduğum ve halk arasında çok nadir bilinen yada çok ilginç yazılar olmasına rağmen ekseriyette bilinen bir arşiv beğendiğinize sevindim...
Her daim güzellikleri paylaşmak üzere hoşçakalın..
Kod sistemi için yapabileceğim birşey varmı bilmiyorum ama ilgilenicem