21 Şubat 2012 Salı

Hancı ve misafir..............Muammer Erkul


Oturuşundan bellidir bazısının,kalkıvereceği.
Belki ilk sıkıldığında canı,belki de başka bir mekân istediğinde…


Oturuşundan bellidir bazısının,kalkıvereceği…
Belki de;oturamayışından!..


Ama bakarsın ki,biri “köşe yastığı” gibidir sedirin başında…Ve bakarsın,biri de su küpü gibi meydandadır,hani şu adam boyu olanlardan.Ve içi de doludur hani,içsen,bitiremeyeceğin kadar!...


“Oturuşundan” bellidir yani bazısının kalkacağı,gidici olduğu…
Bazısının da kalıcı olduğu bellidir yine,duruşundan!...


Gidenlerden sonra kalanlardır,evin sahipleri.
Gidenlerden sonra kalanlar;evin sahipleridir!...


Sahiplenmek…Sahip olmak…Sahip bilinmek…
Belki yüktür;
Ama,büyüklüktür!..


Çatıyı,nineler onarmaz;fırtına sonraları…Evi de çocuklar toplamaz;misafirin ardından…
“Sahip” olandır sahip çıkan…
Sahip olan;sahip çıkandır!


Sahiplik;sorumluluktur!...
Her acıktığında gözünü kan bürüyen kurda kuzu mu teslim edilir?..

Sahip olmak;
Kendine sahip olmaktır önce…
Sahip bilinmek için,kendini sahip bilmek yetmez!...


Eli halıya değmemiş olan,başının göğe değdiğini sanır!..
Halbuki burnu havada olan,eteğindeki çamuru bile görmez!...
Duruşundan da bellidir,oturuşundan da;gidecek olanın “gidici” olduğu!...
Ama edeptendir,söylenmez!...
….
Yani misafirler,gidicidir zaten,ilk sıkıldığında giderler…
Kalanlar “yorulmaya talip” olanlardır…

Hancılar, “hanı beğenmeyenlere bile” hizmet ederler!...


Ve… son söz


Hancılar;Hân’ı beğenmeyenlere bile,,,
Hizmet ederler!...


Muammer Erkul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder