22 Şubat 2012 Çarşamba

Urla... gelinkaya


Diyelim bir masa var önümde
Elimde bardak
Oturmuş içiyorum                                                                                                   
Bardak mı Urla mı tuttuğum?”

Neceti Cumalı Urla sevgisini böyle anlatmış sadece Cumalı'mı Urlaya gönün veren ya  Nobel ödüllü şair Yorgo Seferis o tam bir Urla aşığı imiş, birde Tanju Okan'ımız var "benim en iyi dostum içkim sigaram" diyen işte biz o adamın heykelini diktik Urlay'a. Sakindir sesizdir denizdir Urla birde tarihe tanıklık etmiştir ki sormayın   İşte zamanı beli olmayan bir devirde böyle oluşur Gelinkaya Efsanesi.  Klazomenai liman kenti MÖ.4000 gibi baya eski değilmi..
Daha dün akşam kızım ile muhabbeti vardi ki bir efsanesi de vardır Urla'nın, tam evimin karşısında bir kaya parçasının efsanesi zaten bu yazıyı da bu sebepten yazdım kızım için anlayacağınız.. Deniz ile karanın tam birleşme noktası karaya bir kaç metre kala bir kaya parçası bu anlatılara göre hikayesi de şöyle: vaktin birinde o yörede güzel bir kız yaşamaktadır. bir gün güzel kız, yörenin genç balıkçı delikanlısına aşık olur. Birbirlerini çok severler. ama kızın annesi bu sevgiyi onaylamaz. kız ne kadar uğraşsa da annesini ikna edemez. sonunda annesini dinlemez ve evlenirler. Usülen düğün yapılır, düğünden sonra balıkçı genç kızı sırtına alıp kıyıda bekleyen teknesine götürecektir. Bu sırada anne o korkunç bedduasını eder ''ikiniz de taş olasınız, inşallah'' der ve annenin bedduası tutar. Genç sırtında gelinle birlikte kıyıda taş kesilir. o gün bu gündür bu yörenin adı GELİNKAYA dır.... 

O gün,bu gündür,Babadan oğula,Anadan kıza anlatılır durur bu efsane.Yıllarcada sürüp gidecektir belki. kimi genç kızın yaşadıklarına tercüman olacak,belki de kimi insanları kendine acındıracaktır Gelinkaya. Ama o hep kıyıdan dünya var oldukca seyreyleyecek ve daha nice olaylara dili dönmesede şahitlik edecektir.....



Bir güvercin gibi ak
o gizli kıyıda
susadık öğle üzeri:
ama tuzluydu sular.


Sarı kumların üstüne
adını yazdık onun,
ama bir rüzgâr esti denizden
ve silindi yazılar.


Nasıl bir ruh, bir yürek,
nasıl bir istek ve tutkuyla
yaşadık:yanılmışız!
Değiştirdik öyle yaşamayı.

Yorgo Seferis. 





      

3 yorum:

  1. Efsaneyi internette ilk okuduğumda duygulanmıştım...Urla nın eski halini çok iyi biliyorum ki o dönemlerde çok güzeldi. Maalesef,keşfedilmemiş bakir güzelliklerin daha sonra yok edildiği hep duyulur...uzun zamandır göremediğim şimdiki Urlanın da mutlaka çok değiştiğini tahmin edebiliyorum:(

    Şiirin beni etkileyen dizeleriyle iyi akşmlar diliyor,paylaşım için teşekkür ediyorum.

    Nasıl bir ruh, bir yürek,
    nasıl bir istek ve tutkuyla
    yaşadık:yanılmışız!
    Değiştirdik öyle yaşamayı.

    YanıtlaSil
  2. 1980 den beri Urlada idim yazlığımız orda idi daha sonra ben iskeleyi geçtikten 700 mt. sonra bir sitede içinde 1991 den beri yazları kalıyorum yani Tam 32 yıl gençlik ve çocukluk anılarımı biriktirdiğim yer Urla Tabi her yer gibi değişti fakat çarpık kentleşme, sanayi vede otel çok yapılmadı o sebepten nispeten bakir..

    İyi geceler dilerim

    YanıtlaSil